Güngören’de sanayici, işadamları ve sivil toplum kuruluşlarıyla bir araya gelen Işık, 16 Nisan’da halkın özgür iradesiyle vereceği kararın, “evet” ya da “hayır” olmasının değil, halkın iradesinin tecelli etmesinin önemli olduğunu söyledi.
Işık, cumhurbaşkanının parlamenter sistemde “etliye sütlüye” karışmadığını, aslında bu makamın sembolik olduğunu dile getirerek, 1982 Anayasasında yetkilerin cumhurbaşkanında toplandığını, bunun Türkiye’nin parlamenter sistemden ayrıldığı bir tarih olduğunu, bu anayasa ile parlamenter sistemin darbe aldığını anlattı.
Türkiye’de, cumhurbaşkanı ve başbakanlar arasında yaşanan sıkıntılara değinen Işık, 2007’de fiilen başkanlık sistemine geçildiğini ancak bunun resmileştirilemediğini kaydetti.
Işık, bugün cumhurbaşkanı ile başbakan arasında çok köklü bir dostluk olduğu için sıkıntı yaşanmadığını, yarın sıkıntı yaşanmamasının bir garantisi olmadığını ifade etti.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun zaman zaman yanlışlıkla da olsa doğruları söylediği belirten Işık, “Radyo programında ‘Cumhurbaşkanıyla başbakan başka partiden olursa ne olacak?’ diyor. Zaten biz de bu değişikliği getiriyoruz. Türkiye’nin bu çift başlılığı ortadan kaldırması lazım. ‘Uçakta bir de iki pilot var’, diyor. İyi de sayın Kılıçdaroğlu, bunların birisi birinci pilot, tam yetkili. Diğeri yardımcı pilot. Siz aynı yetkiyle iki pilotu koyun o uçağı havada tutamazsınız. Bu şakaya gelir bir durum değil. Yarın Türkiye’nin bu çift başlılıktan kurtulması için aynı bedeli tekrar mı ödemesi lazım? 2001’deki krizi tekrar mı yaşaması lazım?” diye konuştu.
“Yüzde 10 gibi yüksek baraja gerek kalmayacak”
Milli Savunma Bakanı Işık, bu dönemde hükümet sistemini halka sunacak bir meclis aritmetiği olduğunu ifade ederek, fırsat varken güçlü bir cumhurbaşkanı ve hükümet varken bu konuyu halkın gündemine getirdiklerini dile getirdi.
“Evet” denilince çift başlılığın kalkacağını, yeni sistemle istikrarın sandıkta doğrudan sağlanacağını vurgulayan Işık, şöyle devam etti:
“İktidar olmak için yüzde 20-25 oy yetmeyecek. Yeni sistemde ülkeyi yönetmek, hükümet kurmak için gereken oy en az yüzde 50. Alamayan hükümet kuramıyor. Şu anda özellikle CHP yönetimindeki telaşın sebebi bu. Sayın Kılıçdaroğlu, 7 defa seçime girdi, hiç birinde 25 barajını geçemedi. 25 barajını geçemeyen adam, 50 barajını nasıl geçecek? Onun için her gün yeni bir yalan, yanlış ifadenin arkasına sığınıyor. O ifadelerinin yanlışlığı ortaya çıkınca ertesi gün yeni bir ifadeye sığınılıyor. Ne demiş? ‘Lokantaları kapatır’. Hakikaten çok zeki adamlarla çalışıyor. Bu şeytanın bile aklına gelmez, lokantaları kapatma yetkisi cumhurbaşkanında. O, ‘muhtarlıkları kapatacak’, diyor. Cumhurbaşkanımız, ‘Muhtarların sosyal güvencesiyle ilgili primini devlet ödeyecek’ diyor.”
Işık, yüzde 50 oy oranının artık siyasetin dilini de yumuşatacağını belirterek, istikrar sandıkta sağlanınca yüzde 10 gibi yüksek baraja da gerek kalmayacağını anlattı.
Türkiye’nin demokratik standartlarının, cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçerek teminat altına alacağının altını çizen Bakan Işık, bunun da Türkiye’nin geleceği için önemli bir kazanç olacağına dikkati çekti.
Işık, sandıkta istikrar sağlandığında ülkenin en az yüzde 5 büyüyerek her yıl daha zengin ve güçlü ülke olacağını dile getirdi.
” Türkiye Avrupa’nın en büyük ve güçlü ülkesi olacak”
Bakan Işık, Avrupa’daki bazı politikacıların Türkiye aşkının nasıl depreştiğinin görüldüğünü belirterek, “Türk ve İslam düşmanlığı üzerinden siyaset yapan pek çok politikacı var Avrupa’da. Avrupa’daki seçimlerin istisnasız önemli konu başlıklarından birisi Türkiye. 15-20 sene önce Türkiye’yi kale almayanlar bugün niye iç politikalarında Türkiye’yi malzeme yapıyorlar? Niye kendi halkından oy isterken Türkiye’yi önlerine koyuyorlar? Bunun bir tek sebebi var. Bunlar, Türkiye’nin neler yapacağını çok iyi biliyor. Türkiye’nin potansiyelinin en az farkında olanlar, Türklerdir.” değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye’nin 2-3 sene içerisinde nüfusunun Almanya’nın nüfusuna yetişerek 82-83 milyona çıkacağını ifade eden Işık, Almanya’nın nüfusu azalırken Türkiye’ninkinin ise artacağını, Türkiye’nin Avrupa’nın en büyük ülkesi olacağını anlattı.
Işık, 2050’de Türkiye’nin nüfusunun 100 milyona çıkacağını, Almanya’nınkinin ise 70 milyona ineceğini dile getirerek, şunları kaydetti:
“Türkiye, 16 Nisan’da sandıkta istikrarı teminat altına alırsa, istikrarlı döneminde başardığı gibi her yıl yüzde 5’lik en az büyümeyi sağlarsa, 2050’ye varmadan Türkiye, Almanya’yı geçiyor. Yani Avrupa’nın hem en büyük hem de en güçlü ülkesi konumuna geliyor. Şimdi bu birilerinin uykusunu kaçırır mı, birilerini çılgına döndürür mü? Bugün Türkiye’nin Cumhurbaşkanının, Almanya’daki bir toplantıya telekonferansla bağlanmasına alelacele bir mahkeme kararıyla nasıl engellendiğini, buna mukabil o terörist başlarının Kandil’deki inlerinden canlı yayında Almanya’daki toplantılara nasıl bağlandığının sebebini herhalde tahmin edersiniz.”
Milli Savunma Bakanı Işık, anayasa değişikliği paketine, “Bu anayasanın kabulü halinde yapılacak ilk cumhurbaşkanlığı seçimine Kemal Kılıçdaroğlu’nun dışında başka hiç kimse müracaat edemez, tek adayla gidilir” şeklinde bir madde eklense bile, Kılıçdaroğlu’nun yine yüzde 50’yi bulamayacağını belirterek, “Niye bulamaz? Çünkü milletin en az yüzde 50’si sandığa hiç gitmez. Niye? Millet güvenmiyor ki… Sabah başka söylüyor, akşam başka söylüyor.” dedi.
İktidar yüzü göremeyeceklerin toplumu korkutarak yönlendirmeye çalıştığını belirten Işık, ülkenin diktatörlüğe gideceği şeklindeki yaklaşımın doğru olmadığını söyledi.
Işık, “hayır” kampanyası yürütenlerin yeterli makul bir gerekçesini görmediklerini sözlerine ekledi.
