Serdaroğlu, güneşe bağlı etkilerin en çok görüldüğü organın deri
olduğuna değindi. Güneşin, sedef, kaşıntı ve bazı alerjik deri
hastalıklar üzerinde iyileştirici etkisi bulunduğunu belirten
Serdaroğlu, deri hastalığı olmayan kişilerde güneşlenmenin psikolojik
destek sağladığını vurguladı.
PARABEN İÇERMEMELİ
Güneş
koruma ürünlerinin fiziksel koruyucu veya mineral filtreli olabildiğini
dile getiren Serdaroğlu, “Her ikisi de faydalıdır, ancak bugün daha
ziyade mineral filtreli güneş koruma ürünleri tercih edilmektedir.
Kullanılan güneş kreminin cilt tipine uyumlu olması gerekiyor. Yağlı,
kuru ciltler ya da çocuk cildine uygun ürünler farklılık gösteriyor. Bu
ürünlerin suya dayanıklı, deri tipinize göre koruma faktörüne sahip
olması ve paraben içermemesine dikkat edilmelidir” diye konuştu.
GÜNEŞE ÇIKMADAN 15 DAKİKA ÖNCE SÜRÜN
Serdaroğlu,
çocuklar için de birçok güneş koruma ürünü bulunduğunu belirterek,
güneş koruyucular kullanılırken güneşe çıkmadan en az 15 dakika önce
sürülmesi, güneş altında bulunulan süreçte 2 saatte bir koruyucunun
tekrar uygulanması ve su ile temastan sonra sürme işleminin yinelenmesi
gerektiğine dikkati çekti.
GÜNEŞLENDİKTEN SONRA NEMLENDİRİCİ SÜRÜN
Cildinde
hassasiyet taşıyan kişilerin güneşlenme sonrası mutlaka deri yapısına
göre bir nemlendiriciyi kullanması ve bol su içmesi gerektiğini
vurgulayan Serdaroğlu, yanlış güneş kremlerinin yol açabileceği
hasarlara ilişkin şu bilgileri verdi:
“Öncelikle
bronzlaşmak amacıyla güneşlenme sonucunda kısa süreli etki olarak yanık
oluşumu gelişebilir. Bunun dışında bazı bakteriyel ve başta uçuk olmak
üzere birçok viral infeksiyonda alevlenme yapabilir. Yıllar süren uzun
süreli güneş teması ise hiç istemediğimiz ve bazen geri dönüşü olmayan
etkilere neden olur. Öncelikle deri yaşlanma sürecini hızlandırır.
Deride kırışıklık, lekelenme ve elastikiyet kaybının daha yoğun olmasına
neden olur. Daha ileri aşamalarda deri kanserlerine neden olabilir. Bu
kanserler arasında mevcut benlerimizin kötüleşmesi yoluyla ya da yeni
oluşan bir benimizin şekil değiştirip kötü gidiş göstermesi ile
tanımlanabilecek `malin melanom` da bulunur. Bazı kanser tipleri yavaş
ilerlediğinden, hastanın da ihmal etmesi sonucu kozmetik olarak kötü
sonuçların oluşacağı cerrahi müdahalelerin yapılması gerekebilir.”
“TOPLUMSAL BEĞENİNİN DEĞİŞMESİ GEREKİYOR”
Prof.
Dr. Server Serdaroğlu, insanların bronz bir tene sağlıklı olarak sahip
olmak istediğini ve bunun için uğraştığını ifade ederek, şunları
söyledi:
“Bunun hatalı bir davranış olduğunu kabul etmek
istemiyorlar. Burada toplumu etkileyen herkese bazı görevler düşüyor.
Toplumsal beğeninin değişmesi ve bronz olmamış bir tenin daha güzel
olduğunun toplum tarafından kabul edilmesi gerekiyor.
Güneşlenmek
ve buna bağlı bronzlaşmanın kozmetik olarak bugün için güzel bir
görüntü sağlasa da bunun sonucunda daha ileri dönemlerde deride çok daha
zararlı etkilerin olabileceği kesinlikle unutulmamalıdır. Bu nedenle
güneşten korunmayla ilgili uzman dermatologlardan yeterli bilgi alınmalı
ve güneşlenmekten vazgeçemeyenler için ise doğru korunarak
güneşlenmenin öğrenilmesi sağlanmalıdır. Bu bilgilerin temelinde güneş
ışınlarının en yoğun olduğu 10.00 ila 16.00 arasında güneşlenilmemeli ve
en az 30 faktör içeren güneş koruyucu ürünler ile korunma
sağlanmalıdır.”