Silivri ‘de 1979- 1993 yılları arasında faal futbolculuk yapan H. Ufuk Bek Silivri’de futbolun tarihini yazdı.
9 Haziran 2024 tarihinde , Önder Yılmaz Sahnesi’nde , saat 17.00 de , Fotoğraf Sergisi , imza ve söyleşi günüyle , Silivri Spor Tarihi kitabı piyasaya sürülmüş olacak.
Bek , imza ve söyleşi gününe tüm sporseverleri davet ederken , kitabın içeriği ve bu konudaki duygu ve görüşlerini şu şekilde dile getirdi :
“Silivrispor Tarihi” kitabını okurken, Bülent (Uluşahin) Hoca’ yla harmanlıkta antrenmana çıkıyor, belinden çıkardığı kemerin diğer ucundan tutarak, bir dizinizi -onun yaptığı gibi- yere koyup çömeliyor ve Günay, Şuayip, Çevik, Öner, Hoşti Mustafa gibi yıldız isimlerin kemerin üzerinden atlayışlarını seyre dalıyorsunuz. Bülent Hoca, genç futbolcuları, “Ha bravo!.. Ha bravo!..” diyerek alkışlarken elinizde olmadan siz de ona katılıyorsunuz…
Sonra, ılık bir yaz günü, boğa deposunun arkasındaki toprak sahada, ahşaptan yapılmış kale direkleri arasında Günay Türkkan, İlhan Eser, Hüseyin Karabiber ve Şuayip Dinçel ile birlikte plonjon yapıp, doksana giden topu çıkarıyorsunuz…
Hemen ardından, ince bıyıklarıyla bir sporcudan çok sanatçıyı andıran, babacan hakem Fahrettin Özgür’ ün çaldığı düdükle, ceza sahasının hemen dışında verilen serbest vuruşu Çevik Baysalgil’ le birlikte gol yapıyor, yapılan santradan birkaç dakika sonra topu ayağına alan Hoşti Mustafa ile rakip oyuncuları ipe dizer gibi çalımlayıp, şık bir plase ile kalecinin uzanamayacağı uzak köşeye bırakıyorsunuz…
Bu kitabın içinde; yüreğindeki spor sevgisini, yaşadığı küçük kasabaya bulaştırmak için var gücüyle çalışan, inatçı ve tutkulu bir adamın, “Şerafettin ARDA” nın öyküsünü de bulacaksınız. Halkın kendisine bahşettiği adıyla “Dayı Bey” in bu uğurda verdiği mücadeleyi okudukça, isminin neden bunca yıl sonra bile unutulmadığını daha iyi anlayacak, koca bir şehre dönüşen Silivri’ de adının yaşatılmasının “bir vefa örneği” olarak gerekli olduğunu fark edeceksiniz. Geçmiş yıllara ait siyah-beyaz fotoğraflara bakarken ise, bunu fazlasıyla hak ettiğine kendi gözlerinizle şahit olacaksınız.
Silivrispor forması giymeye başladığım yıllarda aynı fotoğraf karesinde bulunma gururunu yaşadığım Şerafettin Arda’ yı burada rahmetle, şükranla ve minnetle anıyoruz. Bu, Kırmızı-Mavili renklere gönül vermişlerin Silivrispor’ un kurucusuna karşı ödenmesi gereken vefa borcudur.
H. Ufuk BEK imzalı “Silivrispor Tarihi – Bir Kulübün Doğuşu”, pek çoğu ilk defa yayımlanan harika fotoğraflar eşliğinde sizleri 1935 yılından alıp günümüze (1994 yılına) kadar getiren sıra dışı bir yolculuğa çıkarıyor. Spor, kulüp ve sosyal tarih yolculuğuna…
Silivri’ nin sporla yoğrulmuş insanlarının “insana dair” öykülerini okumaya davet ediyor…
Bir Kulübün Doğuşuyla birlikte çok eski zamanlarda yaşanan anıları da ulaştırıyor.
SİLİVRİSPOR TARİHİ -Önsöz-
Bir “Silivrispor Tarihi” yazmak düşüncesi, profesyonel futbolculuk yaşamımı sonlandırdığım günden itibaren, gerçekleştirmek istediğim en güzel düştü diyebilirim.
Bizim yaşıtlarımız, tıpkı bizden öncekiler gibi, Silivrispor Lokali’ nin kutsal çatısı altında, Kırmızı-Mavi renklere duyduğu aşkla yetişti. Kulüp bahçesinin etrafında Silivrispor’ a karşı da büyük bir sevgiyle yoğrulduk.
Daha küçücük bir çocukken, kulüp lokalinin bahçesinde Silivrispor’ un kurucularını, ilk futbolcularını tanımak, daha sonra diğerlerine kardeşlik etmek, büyüklerimin sıcak dostluklarını, akranlarımın ve küçüklerimin ise sevgisini kazanmak mutluluğuna eriştim.
Başta (Dayı Bey) Şerafettin Arda olmak üzere, Siyami Köylü, Bülent Uluşahin, Akgün Silivrili, Seyfettin Surav, Ayfer Köken, Şuayip Dinçel, Çevik Baysalgil, Öner Doğan, Mustafa Cambaz, Nevzat Kocaoğlu, Nahit Uykusuz, Nevzat Sezen, Günay Türkkan, Şinasi Günaydın gibi her zaman sevgiyle, saygıyla (aramızdan ayrılanları rahmetle) andığım ilk ve en eski Silivrisporlular ile uzun zamanlar geçirdim. Bu birliktelikler süresince aramızda geçen konuşmalar, aynı ortamlarda paylaşılan unutulmaz an’ lar ve bunlara eklediğim kendi yaşadığım dönemlere ait bilgiler, arşivimde ve anılarımda çok uzun yıllardan beri gün ışığına çıkacakları günü tevekkül içinde bekliyordu.
Silivri’ nin tarih ve kültür zenginliğini ortaya çıkarmak için çok çalışan ve kendisi de “Kırmızı-Mavi” renklere aşina, eski bir futbolcu olan, belediye başkanı Volkan Yılmaz kardeşim için de, “Silivrispor Tarihi” nin bir spor kültür mirası olarak ayrı bir anlamı olacağını düşündüm. Bu vesileyle, hafızamda yatmakta olan notları ve anıları, daha fazla vakit kaybetmeden gün ışığına çıkartmaya karar verdim.
Bu notları ve anıları “Kırmızı-Mavi gönül” süzgecinden geçirip, 70 yılı geçen bir tarihin 40 yılı aşkın bir süresini yaşamış olmanın verdiği birikimle, satırlara döktüm. “Silivrispor Kulübü” nün şerefli tarihini layıkıyla dile getirebildiysem, gururlanıp, mutlulukların en yücesini duyacağım.
Bu tarihin ilk sayfalarını açanlardan ve ilk satırlarını yazanlardan bugün aramızda çok kimse kalmadı. Onların anlattıklarından tuttuğum notlar, o günlerden günümüze ulaşan yegane belgelerdir. Hatıralarını dinlediklerim, bu tarihi yaratan kişilerdir. Bu mütevazi kitap sayesinde gelecek kuşaklar, hiç olmazsa Silivrispor Kulübü’ nün 70 yılı aşan tarihini öğrenmek fırsatını bulacaklardır.
“Silivrispor Tarihi” ni bir kitap halinde basarak gelecek kuşaklara armağan eden Silivri Belediyesi ve değerli başkanı Volkan Yılmaz’ a gönülden teşekkür ederken; bu kulübü kuranlara, yaratanlara ve yaşatacak olanlara, Kırmızı-Mavi formayı terleriyle ıslatanlara şükranlarımı sunuyorum.
Bu eser, Silivrispor’ u kuranlar ve Kırmızı-Mavi formayı ilk giyenler başta olmak üzere, aramızdan ayrılan tüm Silivrisporluları bir kez daha saygıyla ve rahmetle anmak için bir vesiledir. Aynı zamanda onların adlarına ve anılarına bir armağandır.
Bu şanlı tarihe, Silivrispor’ un nice başarılarının, zaferlerinin ilavesi dileklerimle…
