ÇOCUKLARDA ÖFKE KONTROLÜ
Öfke, tüm insanların farklı miktarda ve sıklıkta hissettiği, uygun ifade edildiği takdirde son derece sağlıklı bir duygudur. Bu öfke duygusu kontrolden çıktığında ise ;kişinin kendisine ve çevresine zarar vermesi olasıdır. Sosyal ve akademik anlamda belli düzeyde tutmaya çalıştığımız öfke duygusu yıkıcı bir hal alabilmektedir.
Engellendiğimizde ,haksızlığa uğradığımızı düşündüğümüzde ve en önemlisi kendimizi tehlikede hissettiğimizde öfke kontrol sorunu yaşamamız olasıdır.
Çocuklarda yetişkinler gibidir. Aynı bu sebeple öfkelenirler. Her çocuk farklı karakter özelliğine sahiptir ve gelişimleri de farklılık gösterebilir. Daha bebekken çocuğun öğrendiği davranışlar vardır.Çocuk ağladığında annenin gelip ihtiyacını karşılayacağını daha küçükken öğrenmeye başlamıştır. İhtiyacı görülmediğinde ağlama duygusu ile tanışır. 12 aydan sonra çocukların gelişimleri zamanla ilerledikçe öfke duygusu yaşayabilirler. Bu davranışlar genellikle; çocuğun yapmak istediğini eylemi yapamama yada istemediği bir şeyi baskı ile yapma, acıkma, yorulma ve en önemlisi “EBEVEYNLERİN DİKKATİNİ ÇEKMEK” için sergiledikleri bir oyun olarak karşımıza çıkar.
2 ve 3 yaşındaki çocuklarda çevre üzerindeki hakimiyet arttığı için kendini dünyanın merkezinde gibi hisseden çocuk , kendisinin engellenmesinden hiç hoşlanmaz. Çünkü çocuklar patlamaya hazır gibidir. Çocuk bu duygunun kontrolünü çok zor sağlar.
Söylemlerimizde ufak bir değişiklik yaptığımızda durum farklı bir hal alabilir.
“Çok dağınıksın, kaç kere söyledim eşyalarını dağıtma!”
yerine
“Eşyalarını yere arttığında takılıp düşecek gibi oluyorum.”
Etkili iletişim duygusu; bireylerin birbirlerini suçlamadan , yargılamadan ve doğrudan aracısız iletilmesi ile mümkün olmaktadır. Eğer çocukta her şeye rağmen öfke duygusu oluştuysa ve bu durum ebeveynde de nüksettiyse bu süre zarfında iki tarafında sakinleşmesi çok önemlidir. Anne ve çocuk daha sonra bir araya geldiklerinde konu hakkında konuşup, ortak noktada anlaşmalıdır.
“Bundan sonra isteklerin bu şekilde dile getirmeni istemiyorum. Çünkü … ?”
Çocuğa etkili dinlemeyi rol-model olarak gerek açıklayarak anlatmalıyız. Ama unutmamalıyız ki rol-model öğrenmenin payı çok fazladır.
“Bana kendini kötü hissediyormuşsun gibi geldi ”
Daha sonra beyin fırtınası yaparak çocuktan mümkün olduğu kadar fikir almalıyız. İlk olarak önerinin çocuktan gelmesini beklemeliyiz ve bunun içinde çocuğa fırsat tanımalı , destek olmalıyız. Böylelikle çocuğu bağımsız bırakmış oluruz.
“ Bu konuda yapabileceğin bazı şeylere birlikte bakmaya ne dersin ? “
Daha sonra kararın olabilir sonuçları tartışılmalı ve “ Böyle yaparsan neler olacağını düşünüyorsun?” yada “ Ne yapmaya karar verdin?” gibi sorularla çocuğa yaklaşarak çocukla anlaşma sağlanmalıdır. Bütün çalışmalarımız ve tutumlarımıza rağmen halen çocuğumuz öfke duygusu sergiliyor ve ağlıyorsa, artık bir uzman tarafından destek alınması gerekmektedir.